Dava ve Uyuşmazlık Çözümü

uyusmazlik-arabuluculuk-gorseli-01

Dava ve Uyuşmazlık ÇözümüDava ve Uyuşmazlık Çözümü

Dava ve Uyuşmazlık Çözümleri
İhtilaflar daha dava aşamasına dönüşmeden, sorunlara esnek ve yaratıcı çözümler getirerek, müvekkillere maliyet ve zamandan tasarruf sağlanmaktadır.
Müvekkillere hukuki yollara başvurmadan anlaşma yolu ile çözülebilecek dava ve olaylar için gereken hızlı ve ekonomik çözümler de sunulmaktadır.

Her türlü yargılama ve tahkim yollarındaki hukuki işlemlerde tecrübe önemlidir. Başta ticari sözleşmelerden doğan ihtilaflara ilişkin davalar ve diğer tüm hukuk dallarında dava takibi, tahkim ve uyuşmazlıkların çözümü için hukuki hizmetler aşağıda yer almaktadır:

Arabuluculuk / Uzlaştırma İle Çözüm
Tarafların birlikte başvurmaları halinde aralarındaki uyuşmazlığı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümlerine göre çözüme kavuşturma çabalarına sistematik teknikler uygulayarak yardımcı olunmaktadır.

Sulh ile Çözüm
Uyuşmazlık hallerinin barışçıl yöntemler ile çözülmesi kapsamında müvekkillerin hakları muhafaza edilerek sulh anlaşmalarının düzenlenmesi, yerel mahkeme ve tahkim davalarında hukuki destek sağlanması.

Dava ile Çözüm
Kurumsal şirketler ve bireylerin ticari faaliyet, özel veya idare hukuku kaynaklı uyuşmazlık hallerinin dava yoluyla çözümün noktasında dava takibi / vekillik hizmetleri.

Tahkim Yolu İle Çözüm
Uyuşmazlıkların tahkim yöntemi ile çözülmesinin zaruret kazandığı durumlarda, Uluslararası Tahkim yargılamalarında temsil / vekillik hizmetlerinin sağlanması.

Arabuluculuk ve Uzlaşma Faaliyetleri
Tarafların birlikte başvurmaları halinde aralarındaki uyuşmazlığı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümlerine göre çözüme kavuşturma çabalarına sistematik teknikler uygulayarak yardımcı olunmaktadır.
Arabuluculuğun amacı yönteme katılanlardır; yani arabulucu, taraflar, avukatlar ve diğerleridir. Mevcut bir uyuşmazlıkta katılımcıların farklı, hatta bazen birbirleriyle çekişen amaçları vardır. Her bir arabuluculuk çalışmasına şekil veren bu amaçlardır. Amacın elde edilmesi ise, dosyanın özellikleri, tarafların ve avukatlarının tavırları ve arabuluculuk yetenekleri gibi pek çok etkene bağlıdır.
Arabuluculuğun amacını sınırlandırmak mümkün değildir. Hatta bir arabuluculuk sürecinde birden fazla amaç güdülebilir. Fakat arabuluculukta en çok kullanılan amaçları şu şekilde gruplandırabiliriz.
Çözümün şartları hakkında beklentiler farklı olabilse de, hemen hemen bütün arabuluculuklarda amaç, uyuşmazlığı çözmektir.
Arabuluculuktaki amaçlardan bir diğeri de, her iki tarafın kazanacağı çözümler elde edebilmektir. Kazanmak, kazanan ve kaybedene bağlı olarak çok farklı anlamlara gelebilir. Arabuluculuk açısından kazanmak, iki tarafın da istediği her şey olmasa da, ihtiyacı olan şeyi almasıdır. Bu açıdan arabuluculuğun sadece uyuşmazlığı çözmeye göre daha hırslı olan amacı, her iki taraf için mevcut çözüm seçeneklerine göre daha iyi seçenekler sunan bütünleyici çözümlere ulaşmaktadır. Üstelik menfaatlerin ortak tatmini imkanı sunulması, üçüncü kişi olan arabulucuya da manevi bir haz kazandırmaktadır.
Eğer ortada dağıtıcı müzakere varsa, sonuç dağıtıcı olacaktır. Bununla birlikte, ortada bütünleyici bir müzakere varsa, sonuç dağıtıcı veya bütünleyici olabilir. Zira bir uyuşmazlıkta tarafların çıkarları o kadar zıttır ki,bu durum onların bütünleyici sonuçlara ulaşmasını engelleyebilir veya taraflar bütünleyici çözümlerin farkına varamayabilirler. İmkan olmasına rağmen bütünleyici sonuçlara ulaşılamamasının neden, iki tarafında problem çözücü yaklaşımı kullanmamış olmalarıdır. Bazen problem çözücü yaklaşımın kullanılması iki tarafın yararına iken, bireysel yarar için mücadeleci yaklaşımın kullanılması gerekli olabilir. Bu durumda iki taraf için iyi olanla, bireysel yarar için iyi olan arasında fark oluşur. Bu farkı azaltmakta arabuluculuk iyi bir araçtır. Arabuluculuk, iki tarafın da problem çözücü yaklaşım uygulamasını daha olası hale getirir. Tarafları problem çözücü yaklaşmaya teşvik eden arabulucuya problem çözücü arabulucu denir. Böyle bir arabulucunun olduğu çözüm çabalarında, müzakere yoluyla, sadece paylaşılabilecek bir pasta büyütülebilir.
Problem çözücü arabulucuda önemli olan ilk husus farkındalık sağlamaktadır. Gerek özel gerek ortak oturumlarda arabulucunun çabaları ile taraflar, yavaş yavaş kendi çıkar, duygu, ihtiyaç ve isteklerinin farkına varmaya, karşı tarafa daha önce neden ve nasıl anlaşmaya varılmadığını anlamaya başlanır.
Diğer odak noktası, karşı tarafı anlamadır. Tarafın sadece kendisini anlaması yetmez; ikinci hedef karşı tarafı anlamaktır. Arabulucu bunu sağlamak için çaba sarf eder.
Sonuncu nokta da, anlaşmadır. Arabuluculuk bu kapsamda üçüncü hedefi, problemin ortadan kaldırılması için, tarafların bir şekilde anlaşmaya varmasını, bir plan uygulanması için atılmasını sağlamak veya uyuşmazlığı çözmektir.
Problem çözücü arabulucular, tarafları çözüm önerileri üretmek konusunda teşvik eder ve bunların değerlendirilmesi konusunda yardımcı olurlar. Bu tarz arabuluculuklarda, çözüm odaklı arabuluculuğun aksine, çoğunlukla tartışılan konuların sayısı artırılmaya çalışılır.
Arabuluculuk yönteminin temel taşlarından birisi müzakeredir. Yalnız arabuluculuk değil, diğer bütün anlaşmaya dayalı alternatif uyuşmazlık çözüm yolları müzakereye dayanır.
Müzakere, bir konuyu görüşmek, üzerinde düşünüp tartışmaktır. Daha detaylı bir tanım yapıldığı zaman ise, müzakere, elde etmek istediğimiz bir şey üzerinde, başka birinin bunu elde edip edemeyeceğimiz veya ne şekilde elde edebileceğimiz hakkında söz sahibi olduğu konumda, ortak bir karar vermek için yapılan karşılıklı iletişimdir.
Müzakere, iki veya daha fazla tarafın, başta hedefleri farklı olduğu halde, birlikte bir sonuca varmalarını gerektiren durumlarda, karşılıklı kabul edilebilir çözüme ulaşmaları için tartışma ve ikna yoluyla farklılıklarını çözmeye çalıştıkları etkileşim süreci olarak da ifade edilebilir. Esasen günlük hayatımızın pek çok anında, diğer insanlarla müzakere içinde hayatımızı sürdürdüğümüz düşünülürse, müzakerelerin önemi daha iyi anlaşılabilir.
Başarısız olunması ve bir anlaşmaya varılmaması halinde, mahkeme veya tahkime başvurulacak olan müzakerelere, anlaşma müzakeresi denir. Anlaşma müzakeresi, bir talebin veya hakkın, iddia eden tarafından aleyhine iddiada bulunulana satılmasıdır. Normal şartlar altında bir satışta, satıcı da alıcı da birbirini zorlayamaz. Farklı bir alıcı veya satıcı ile benzer bir sözleşme yapabilir. Fakat anlaşma müzakeresinde anlaşma sahibi, mahkeme veya tahkimi ileri sürerek karşı tarafı satışa zorlayabilir. Zira bu durumda, davacının ödemesi gereken bedeli hakim veya hakem belirleyecektir. Müzakerecilerin yargılamanın sonucu hakkındaki beklentileri, anlaşmanın muhtelif aşamalarındaki yol göstermektedir.
Arabulucular tarafızdır. Arabulucunun gücü ve etkisi, onun devamlı ve değişmez olarak kabullendiği tarafsızlığından doğmaktadır. Bu sebeple, arabulucu, kullanılacak yöntemi seçerken ve çözüm seçenekleri değerlendirilirken her iki tarafa eşit uzaklıkta olmalı, tarafsızlığını gölgeye düşürebilecek menfaatlere sahip olmaktan kaçınmalı ve bir tarafla diğer tarafın bilgisi olmadan görüşmemelidir.
Tarafların kendi kendileri hakkında karar verme imkanlarını ellerinde tutmaları için de tarafsızlık gereklidir. Zira bu özelliğini kaybeden bir arabulucu, tarafların kendi kişisel adalet anlayışlarına uygun bir çözümü üretmeleri imkanını ortadan kaldırabilecektir.