İcra İflas Hukuku

icra-iflas-hukuku-01

İcra İflas Hukukuİcra İflas Hukuku

Borç Tahsili, İcra ve İflas Hukuku
Borç tahsili, icra ve iflas hukuku alanında engin bir tecrübeye sahip olup, her türlü ticari işletmelere ve gerçek kişilere etkili, hızlı ve ekonomik hukuki yardım sağlanmaktadır.

İcra ve İflas Hukuku alanındaki başlıca hizmetlerimiz;

Müvekkile borçlu veya alacaklı taraf ile yapılan her türlü görüşmelerde hukuki yardımda bulunmak ve süreçleri yönetmek,
Müvekkillerimizin icra ve iflas dairelerindeki işlerini takip etmek,
Müvekkillerimizi iflas davalarında temsil etmek,
İcra Hukuk ve İcra Ceza Mahkemelerinde görülen davaları vekil sıfatıyla takip etmek,
Alacaklılardan mal kaçıran borçlulara karşı bu muvazaalı işlemlerin iptali için dava açmak,
Borcun tahsili amacıyla en etkin şekilde müvekkillerin yararına olacak diğer bütün hukuki ve danışmanlık faaliyeti alanında bulunan işlemleri ifa etmek.
İcra takibine girişildikten sonra icra dairesi ödeme emrini borçluya gönderir. Ödeme emrinde borçlunun borcunu ödemesi veya itirazı varsa bunu icra dosyasına bildirmesi ve bunları yerine getirmezse hakkında cebri icraya girişileceği ihtar edilmektedir. Borçlu adi takiplerde yedi gün, kambiyo senetlerine dayalı takiplerde beş gün içerisinde itiraz etme hakkı vardır. Borçlu bu sürelerde ödeme emrine itiraz etmez veya eder de itirazı iptal edilirse ya da kaldırılırsa ödeme emri kesinleşmektedir.

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borçlu imzaya itiraz ve borca itiraza edebilir. Ayrıca borçlu yaptığı itirazda itiraz sebepleriyle bağlı olup, gecikmiş itiraz da bulunabilir. İtiraz süresi içinde yapılmamışsa, icra müdürü, alacaklının talebi üzerine icra işlemlerine alacağın tamamı için devam etmektedir. Borcun takibin kesinleşmesinden sonra itfa veya ihmal edilmesi veya zaman aşımına uğraması halinde icra mahkemesinden takibin iptali veya ertelenmesi ya da geri bırakılması talep edilebilecek olup, borçlu menfi tespit ve istirdat davası açabilir.

Eğer takip kesinleştikten sonra borçlu borcunu ödemezse, alacaklı takibe devam edilmesini, yani haciz talep edebilecektir. Bu talep üzerine icra dairesi, borçlunun mallarını haciz eder, satar ve elde edilen para ile alacaklının alacağını ödemektedir. Ancak alacağını tahsil edemeyen alacaklı, alacağına karşılık hacizli malı edinmesi söz konusu olmamaktadır.

Nitekim ödeme emrinden sonra yapılan haciz kesin haciz olup bunun tarifi ise “kesinleşmiş bir icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesinin sağlanması için, talepte bulunan alacaklının, söz konusu alacağına denk miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra müdürlüğü tarafından hukuken el konulması” şeklindedir.

Haciz işleminde borçlunun mallarından, ancak ana ve faizi ile takip giderlerini karşılayacak kadarı haczedilebilecek olup, daha fazlası haciz edilememektedir. Fakat borçlunun alacağa yetecek kadar malı haciz edilirken, yokluğu borçluya en az yük teşkil edecek ve haczi ve satılması en kolay olan mallardan işe başlamak gerekmektedir.

Borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarının haczinde ise, takip borçlusunun bir üçüncü kişideki alacağı, hamiline senet veya poliçe ve sair cirosu kabil bir kıymetli evraka dayanmakta ise, bu kıymetli evrak taşınır mallar gibi haczedilebilir.

Borçlunun kıymetli evraka bağlı olmayan alacaklarının haczi (mesela borçlunun bir bankadaki parasının), taşınır mal haczinden farklı olup, bunun için İİK 89 maddesinde (Haciz İhbarnamesi) özel düzenleme yer almaktadır.

Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kar ve tasfiye payından almak yanında, borçluya ait olan ortağa düşen kar ve tasfiye payından almak yanında, borçluya ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesi ve paraya çevrilmesini talep edebilmektedir. Bu hacizler, talep üzerine pay defterine işlenmektedir.

Haciz şirket defterine işlenmemiş olsa bile haciz şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline de bildirilmektedir. Bunun dışında alacaklı, tüm ticaret şirketlerinde alacağını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisine sahiptir.

Kooperatiflerde ise, bir ortağın kişisel alacaklısı, ancak ortağa ait faiz ve gelir-gider farklarından payına düşen miktarı ve kooperatifin dağılması halinde ona ödenecek payı haciz ettirebilmektedir.

Taksim edilmemiş bir miras hissesi ile iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi sayılmakta ise de, miras payı da dahil olmak üzere bütün elbirliği mülkiyeti paylar haczedilebilir.

Paylı mülkiyetin haczinde ise, paylar yalnız başına haciz edilebilmektedir. Ayrıca İcra Dairesi, haczi diğer paydaşlara da bildirmektedir.

İhtiyati haciz yolu ise, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmemesini garanti altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. Alacaklı, borçlusunun borcunu zamanında ödeyemeyeceğinden emin değilse, ilk önce borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurur; ondan sonra davasını açar veya ilamsız icra takibini yapar. Alacaklı, açtığı davayı kazanır veya yaptığı ilamsız icra takibi kesinleşirse artık borçlunun mallarını haciz ettireceğim diye uğraşmaz. Daha önce ihtiyaten haczedilmiş olan mallar icra dairesince satılır ve satış bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati haciz kararı ise yetkili ve görevli mahkemeye başvuru ile alınmaktadır.