Boşanma Sebepleri ve Sonuçları Nelerdir?

Boşanmanın sebepleri ve sonuçları nelerdir?

BOŞANMA SEBEPLERİ:
1) Zina:
Zina, evli bir erkeğin başka bir kadınla veya evli bir kadının başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunmasıdır. Davayı eşler zina fiilini öğrendikleri tarihten itibaren 6 ay ve fiilin işlendiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açmalıdır.
2) Hayata Kast ve Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış:
Hayata kast, bir eşin diğerini öldürme niyetini bazı fiillerle açıklamasıdır. Hayata kast, diğer eşi intihara teşvik şeklinde de olabilir.
Pek kötü veya onur kırıcı davranışta, eşlerden birinin diğer eşe pek fena davranması şartı aranır. Dövmek, aç bırakmak, işkence etmek, hakaret etmek, vb.
Bu sebebe dayanan davanın, boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde ve fiilin işlenmesinden itibaren 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu süre, hak düşürücü süredir.
3) Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme:
Eşlerden birinin yüz kızartıcı bir suç işlemesi halinde, diğer eş boşanma davası açabilir. Örneğin, adam öldürme, dolandırıcılık, emniyeti kötüye kullanma, hırsızlık, vb.
Eşlerden birinin haysiyetsiz hayat sürmesi, diğer eş için bir boşanma sebebidir. Eşin haysiyetsizlik sebebiyle dava açabilmesi için, evliliğin kendisi açısından çekilmez hale gelmiş olması gerekir. Eş, kendisi de aynı hayatı sürüyorsa dava açamaz.
Haysiyetsiz hayat sürme devamlılık gösterdiği için, dava da her zaman açılabilir.
4) Terk:
Terk, eşlerden birinin ortak hayattan ayrılmasıdır. Eş, müşterek hayata devam etmemek üzere, evlilik birliğinin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla diğer eşi bırakıp gitmişse ve haklı bir sebep olmaksızın eve dönmüyorsa, terk fiili işlenmiştir.
Terk sebebiyle boşanma davasının şartları:
(1) Eşler arasında ayrı yaşama durumu en az altı ay devam etmiş olmalıdır.
(2) Terk edilen eş, terkin üzerinden en az dört ay geçtikten sonra mahkemeye gitmelidir. Gerekirse, ihtar ilân yoluyla yapılabilir.
(3) Hâkim terk eden eşe iki ay içinde eve dönmesi için ihtarda bulunmalıdır.

Evi terk eden eş bu süre içinde eve dönmezse, diğer eş boşanma davası açabilir.
5) Akıl Hastalığı: Eşlerden biri evlendikten sonra akıl hastası olmuşsa, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasının açılması aşağıdaki koşullara bağlıdır:

(1) Hastalığın iyileşmesinin mümkün olmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmelidir.
(2) Ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmiş olması gerekir.

6) Evlilik birliğinin sarsılması (genel boşanma sebebi):
Bu sebeple dava açılabilmesi için şu koşullar bulunmalıdır:
(1) Evlilik birliği temelinden sarsılmış olmalıdır:
Eşler arasında önemli fikir ve duygu ayrılığının bulunması. Bazı olaylar, evliliği temelinden sarsabilir. Bunlar eşlerin kusurlarıyla ortaya çıkabileceği gibi, eşlerin kusuru olmadan da ortaya çıkabilir.
Örneğin, eşlerin dünya görüşlerindeki farklılık, bir eşin diğerini toplum içinde devamlı olarak küçük düşürmesi veya ona hakaret etmesi.
(2) Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, eşlerden birinden müşterek hayatı sürdürmesinin beklenemeyeceği düzeyde olmalıdır.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, en az bir eş için evlilik birliğini çekilmez hale getirmiş olmalıdır. Bunu hâkim takdir eder.
(3) Davacının kusurunun daha ağır olduğu itirazının yapılmamış olması veya bu itirazın reddedilmiş olması:
Boşanma davasını açan eşin, diğer eşten daha az kusurlu olması şartı aranır. Ancak kusuru daha ağır olan eş davayı açmış ve diğer taraf buna karşı def’i hakkını kullanmamışsa, hâkim davaya bakar.
Boşanma davasını açan eş daha ağır kusurlu olsa da, artık evliliğin devamında diğer eş ve çocuklar açısından bir yarar yoksa, eşin def’i hakkını hâkim göz önünde tutmaz.
Ayrıca taraflar anlaşmalı boşanma ile de boşana bilmektedir.

BOŞANMANIN KENDİLİĞİNDEN DOĞAN SONUÇLARI:
(1) Eşler, boşanmanın kesinleşmesiyle birbirlerinin mirasçısı olma özelliğini kaybederler. Boşanma davası devam ederken davacı eş ölmüşse, davacı eşin mirasçılarından biri davaya devam edebilir. Mirasçı bu davada boşanma sebebinin davalının kusuruna dayandığını ispatlarsa, davalı eş mirasçı olma hakkını kaybeder.
(2) Eşlerden biri, ölüme bağlı bir tasarrufla diğer eşe bir kazandırmada bulunmuşsa, boşanma kararının kesinleşmesiyle bu tasarruf hükümsüz hale gelir. Boşanma davası devam ederken, eş ölmüşse, ölüme bağlı tasarruflar geçerli kalır, çünkü evlilik ölümle sona ermiştir.
(3) Eşler için, mal rejimine ait evlenme sözleşmesi kendiliğinden sona erer ve mal rejimi tasfiye edilir.
(4) Evliliğe bağlı kanuni neticeler de kendiliğinden sona erer.
(5) Boşanma üzerine, kural olarak, kadın evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse, hâkimden, bekarlık soyadını taşıması ve kullanmasına izin vermesini isteyebilir. Karının boşandığı kocasının soyadını taşımakta menfaati varsa ve bunu ispat edebilirse ve bu durum kocaya zarar vermeyecekse, karının talebi üzerine, karının kocanın soyadını boşandıktan sonra da taşımasına hâkim izin verebilir. Koşulların değişmesi halinde, koca bu iznin kaldırılmasını hâkimden isteyebilir.
(6) Boşanma, karının vatandaşlığına etki etmez.
(7) Kayın hısımlığı boşanmadan sonra da devam eder.
(8) Boşanmadan sonra kadın için 300 günlük bir evlenme yasağı öngörülmüştür.

BOŞANMANIN HÂKİM KARARIYLA KESİNLEŞEN SONUÇLARI:
Hâkim, boşanma kararında çocukların durumunu ve ana baba ile ilişkilerini düzenlemek zorundadır.
Hâkim, çocukların velayetinin kime ait olacağını re’sen düzenler. Hâkim, dilerse, velayet hakkını ana babadan alıp çocuğa bir vasi tayin edebilir. Hâkim, çocuk kendisine verilmemiş olan tarafın çocuğun bakımına iştirak etmesine da karar verir. Buna iştirak nafakası denir. Çocukla ilgili bu tedbirler, çocuk reşit oluncaya kadar devam eder.
Hâkim, ayrıca, tarafların talebi üzerine maddi ve manevi tazminata ve nafakaya hükmedebilir.
Maddi tazminat talep edilebilmesi için, boşanmada kusuru bulunmayan tarafın mevcut veya hatta beklenen bir menfaatinin boşanma yüzünden zedelenmiş olması gerekir.
Manevi tazminat talep edilebilmesinin koşulları:
– Kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf manevi tazminat talep edebilir.
– Diğer taraf kusuru ile boşanmaya sebep olmuş olmalıdır.
– Manevi tazminat talep eden tarafın bir manevi zararı doğmuş olmalıdır.

Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf, diğerinden yoksulluk nafakası talep edebilir. Bu talebin koşulları:
– Nafaka talep eden taraf, diğer taraftan daha az kusurlu olmalıdır.
– Taraf, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmelidir.
Boşanmadan sonra açılacak davalarda zamanaşımı süresi, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıldır.



Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.