Meskeniyet İddiasında İzlenecek Yol

Borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Satışın da bu ilke doğrultusunda yapılması gerekir.

Yargıtay YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E: 2014/18780 K: 2015/9617 T: 29.04.2015

KARAR

Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; müvekkil aleyhine yapılan takipte müvekkilinin haline münasip evinin haczedildiğini ileri sürerek, haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, haczedilmek şikayetinin reddine karar verilmiş, hükmün borçlu vekilince temyizi ve Dairemizce temyiz isteminin reddiyle hükmün onanması üzerine, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
İİK’nin 81/12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte yaşaması halinde bunların, yalnız yaşaması halinde ise kendisinin barınması için zorunlu olan haline münasip meskenin temini için gerekli bedeli bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymetinin bundan fazla olması halinde, satılmasına ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılmasına, kalanın alacaklıya ödenmesine karar verilir.
Somut olayda bilirkişi raporunda, meskeniyet iddiasına konu 3 oda 1 salon taşınmazın değerinin 120.000,00 TL olduğu, yalnız yaşayan borçlunun aynı semt ve daha mütevazi semtlerde haline münasip 2 oda 1 salon meskeni ise, 100.000,00 TL’ye satın alabileceği tespit edilmiştir.
Bu durumda, Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi yerinde ise de borçlunun haline münasip ev alabileceği miktarın, mahcuzun değerinden az olduğu nazara alınarak, mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği 100.000,00 TL’den az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin reddi ile yetinilmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle Dairemizce mahkeme kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, borçlu vekilin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ

Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 01.07.2014 tarih ve 2013/22047 esas 2014/14001 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkemece kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,29.04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Dergi: 2015/4



Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.